ABO kan grubu sistemini bulan Nobel ödülü sahibi bilim insanı Karl Landsteiner’ın doğum günü olması sebebiyle her yıl tüm dünyada 14 Haziran “Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü” olarak kutlanmakta. Bu günün asıl amacı hiçbir karşılık beklemeden insan olmanın ve insana değer vermenin ne kadar önemli olduğunun üzerinde durmak ve gönüllü kan bağışçılarını kutlamak.
Türk Kızılayı’nın 1957 yılında açtığı kan merkezleriyle, gönüllülük esasına dayalı bağışlar ile ülke kan ihtiyacını karşılamaya başlamıştır. 17 Bölge Kan Merkezi ile Sağlık Bakanlığı himayesinde yürütmektedir ve kan bankacılığında sorumlu tek kuruluş olarak kabul görmekte. Ülke kan bileşeni ihtiyacının 2.500.000 ünite kan bağışı ile karşılanabileceği hesaplanıyor. Gönüllü kan bağışı ile karşılanamayan kısım, hastane kan merkezleri tarafından karşılanmaya çalışılıyor.
Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 500 bin ünite kan bağışlanmaktadır. Genel nüfusa orantılandığında kan bağışı oranının %1,49 olduğu görülmekte. Bu oran Danimarka'da %8,61, Fransa'da %6,55, Macaristan'da %5,86'dır. Ülkemizde toplanan 500 bin ünite kanın %35’i askerlerden alınıyor ve sivil bağış oranın da %1 olması ülkemizin kan bağışı konusunda yetersiz olduğunu görüyoruz.
Türkiye’nin dört bir yanından toplanan kanların steril ve uygun şartlar altında taşıması da önemli hususlardan biridir. Kan komponentleri saklanırken ortamın ısısına, nemine ve ışık ile direkt temas etmemesine dikkat ediliyor. Kanın yapısının bozulmaması için gerekli ısıları sağlayabilecek, dondurucu, derin dondurucular kullanılmaktadır.
Siz de ülkemizin dört bir yanında bulunan Türk Kızılay’ın kan bağış noktalarına giderek kan verebilir ve bir kişinin hayatının değişmesine yardımcı olabilirsiniz.